Israil Bir Devlet Mi ?

Emre

New member
İsrail Bir Devlet Mi?

İsrail'in devlet olup olmadığı sorusu, uluslararası ilişkilerde ve siyasi tartışmalarda sıklıkla gündeme gelen bir konudur. İsrail, 1948 yılında kurulduğundan itibaren pek çok ülkede devlet olarak tanınmış olmasına rağmen, bu durum, bölgedeki bazı ülkeler ve halklar arasında tartışmalıdır. Bu yazıda, İsrail’in bir devlet olup olmadığı sorusuna farklı açılardan bakılacak ve uluslararası hukuk, tarihsel bağlam ve bölgesel etkilerle değerlendirme yapılacaktır.

İsrail Devleti’nin Kuruluşu ve Tanınma Süreci

İsrail, 14 Mayıs 1948’de resmen kuruldu. Birleşmiş Milletler (BM), 1947 yılında Filistin topraklarını ikiye ayırarak Yahudi ve Arap devletleri kurmayı öngören bir plan sundu. Bu plana göre, Filistin topraklarında bir Yahudi devleti ve bir Arap devleti kurulacak, Kudüs ise uluslararası bir şehir olarak statü kazanacaktı. Bu plan, Yahudi halkı tarafından kabul edilirken, Arap devletleri ve Filistin halkı tarafından reddedildi. 1948 yılında İsrail'in ilan edilmesinin ardından, başta Arap ülkeleri olmak üzere birçok devlet İsrail’in varlığını kabul etmedi.

İsrail’in devlet olarak kabul edilmesi, büyük bir kısmı Batı dünyası tarafından desteklenmiş olmasına rağmen, Ortadoğu'daki bazı ülkeler, İsrail'i tanımamaya devam etmiştir. Bugün, 165 ülkeden fazla ülke İsrail’i devlet olarak tanımaktadır. Ancak bu durum, dünya çapında bir evrensellik taşımamaktadır. Birçok Arap ülkesi, özellikle Filistin meselesinin çözülmemiş olması nedeniyle, İsrail’i devlet olarak tanımamaktadır.

Uluslararası Hukuk ve İsrail’in Devlet Statüsü

Uluslararası hukuk açısından, bir devletin tanınması için belirli kriterler bulunmaktadır. Bir devletin tanınabilmesi için bağımsızlık, egemenlik, toprak ve bir halkın varlığı gerekmektedir. İsrail, 1948’de kurulduğundan itibaren bu kriterleri büyük ölçüde yerine getirmiştir. İsrail’in bağımsızlık ilanı, Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilmiş ve bu devlet, BM’nin 194 üye devletinden birisi olmuştur.

Bununla birlikte, İsrail’in devleti tanınan bir ülke olup olmadığı, sadece hukuki değil, aynı zamanda siyasi ve ideolojik bir meseledir. İsrail'in kuruluşu, özellikle Filistin halkı ve bölgedeki Arap devletleri için bir hak ihlali olarak görülmektedir. Filistinliler, kendi topraklarında bir devlet kurma hakkına sahip olduklarını savunarak, İsrail’in devlet olarak varlığını reddetmişlerdir.

İsrail’in Tanınmayan Devletleri ve Bölgesel Etkiler

İsrail’in tanınmayan devletlerle ilişkisi, Ortadoğu’daki siyasi ve askeri gerilimlerin en önemli sebeplerinden biridir. Başta Suudi Arabistan, Lübnan, Suriye ve İran olmak üzere, pek çok Arap ülkesi İsrail’in devlet olarak varlığını kabul etmemektedir. 1979 yılında Mısır, İsrail ile Camp David Antlaşması’nı imzalayarak, İsrail’i devlet olarak tanıyan ilk Arap ülkesi olmuş, ardından 1994 yılında Ürdün de aynı şekilde bir barış anlaşması yapmıştır.

Ancak bu tanıma, bölgedeki diğer Arap ülkelerinin tutumunu değiştirmemiştir. İsrail’in Filistin topraklarını işgal etmesi ve Kudüs’ün statüsü konusundaki anlaşmazlıklar, Arap ülkelerinin İsrail’i tanımamaları için başlıca sebepler olarak öne çıkmaktadır. İran ise, İsrail’in devlet olarak varlığını kabul etmemekte ve İsrail’in ortadan kaldırılmasını savunan bir politika izlemektedir.

İsrail’in tanımadığı ülkelerle diplomatik ilişkileri de büyük ölçüde sınırlıdır. Örneğin, İsrail’in tanımadığı Filistin, birçok ülkenin desteklediği bir egemenlik talebinde bulunmaktadır. Birçok ülke, Filistin’i bağımsız bir devlet olarak tanımaktadır. Bu durum, İsrail’in devleti tanımayan çevrelerle olan ilişkilerinde önemli bir sorun oluşturmaktadır.

İsrail’in Devlet Olarak Kabul Edilmesinin Arka Planı

İsrail’in devlet olarak kabul edilmesi, sadece Birleşmiş Milletler veya uluslararası hukukla sınırlı değildir. Aynı zamanda bölgedeki siyasi dinamikler, dini inançlar ve tarihi süreçler de önemli bir rol oynamaktadır. İsrail, Yahudi halkının tarihi vatanı olarak kabul edilen Filistin topraklarında kurulduğu için, burada farklı dini ve etnik grupların da etkisi söz konusudur.

Yahudi halkı, tarihsel olarak Filistin topraklarında yaşamış bir halk olarak, bu topraklara geri dönüş hakkını savunmuş ve uzun yıllar süren sürgün döneminin ardından, 20. yüzyılda Siyonist hareketin yükselmesiyle birlikte devlet kurma hedefini gerçekleştirmiştir. Bu tarihsel bağ, İsrail’in varlığını meşrulaştıran unsurlardan biridir.

Öte yandan, Filistin halkı da bu topraklarda tarihi bir geçmişe sahiptir ve Filistinli Araplar, İsrail’in varlığını reddederek, bu topraklar üzerinde kendi devletlerini kurma hakkını savunmaktadırlar. Bu nedenle, İsrail’in devleti kabul edilmesi, sadece bir uluslararası hukuk meselesi değil, aynı zamanda bir kimlik, tarih ve hak mücadelesi meselesidir.

Sonuç: İsrail Bir Devlet Mi?

İsrail, günümüz dünyasında pek çok ülke tarafından bağımsız bir devlet olarak tanınmaktadır ve Birleşmiş Milletler üyesi bir devlettir. Ancak, bu tanınma tüm dünya devletleri tarafından kabul edilmemektedir. Özellikle Ortadoğu bölgesindeki bazı ülkeler ve Filistin halkı, İsrail’in devlet olarak varlığını reddetmektedir. İsrail’in devlet statüsü, yalnızca hukuki bir statü meselesi değil, aynı zamanda tarihsel, kültürel ve siyasi bir tartışma konusudur.

Uluslararası hukuk çerçevesinde, İsrail devleti bağımsızlık, egemenlik, toprak ve halk kriterlerine sahip olsa da, bölgedeki çatışmalar ve kimlikler arası çatışmalar, bu sorunun daha karmaşık bir boyut kazanmasına neden olmaktadır. İsrail’in devleti kabul edilip edilmediği, dünya çapında siyasi, dini ve kültürel farklılıklara bağlı olarak farklı yorumlanmaktadır.